Başlığı okuduğunuz zaman "ya Taha beni ifşa etti" diye düşündüyseniz, hoş geldiniz... Hayır kimseyi ifşalamadım. Bu duygu ve düşünceler benim o kadar çok duyduğum cümleler ki, pat diye yazdım. Şimdi bu cümleyi biraz irdeleyelim; "Her şey çok güzeldi. Kendimi iyi hissettim. Bir tek sürem iyi gelmedi. Bu canımı sıktı"
Birincisi bu düşünce yapısı, sporcunun içinde yaşadığı hayal kırıklığını gösteriyor. Kendini iyi hisseden, yarışın güzel geçtiğini söyleyen bir yüzücünün aynı anda nasıl canı sıkkın olabilir ki? Yani iyinin karşıtı kötüdür. İyi geçmediyse kötü geçmiştir. Kötü değilse o zaman iyidir. Güzel değilse çirkindir. Çirkinse güzel değildir. Haksız mıyım?
Bu cümlede gözüme takılan, sporcunun duyguları ile düşüncelerinin iç içe geçmiş olmasıdır. Bir yanı güzel hislerinin peşindeyken, bir yanı ise beklentilerini karşılayamadığını dile getirmektedir. Yani "Beklentiler" ile "Gerçekte Olan" dengesi sarsılmıştır. Hmm, nasıl olmalı peki? İdeal perspektif ne? Master yüzücülerin beklentilerini, yarıştan önce mutlaka kağıda yazması, bir şekilde kayıt alması iyi olabilir. Çünkü yarış yaşandıktan sonra, o yarış hakkında farklı düşünebiliyorlar. Bunu yaparken de, mutlaka realistik bir biçimde kendisine yardımda bulunacak, bu konuda tecrübeli birinden, yani antrenöründen destek alıp, yarış öncesinde beklentisini net dile getirirse sorun ortadan kalkar. Antrenörsüz yüzücüler, yakın arkadaşları, psikologları veya yaşam koçlarından da bu konuda destek alabilirler.
Bir diğer dikkat noktası da; tek bir yarışma ya da etkinlikteki verinin bizim tarafımızda bir önemi bulunmuyor. Bir başarının ya da başarısızlığın anlamı yoktur. Trendlerin anlamı vardır. Başarıya doğru bir trend mi oluşturuyorsunuz yoksa başarısızlığa doğru mu gidiyor trendiniz? Bunu ancak trende bakarak söyleyebiliriz.
Vee son olarak yarış, yarış dediğimiz şeyler de siz master sporcuların boş zamanınızı değerlendirmeniz için yapılan rekreasyon faaliyetleri değil mi? Bunu sizler sağlıklı bir yaşam, sağlıklı beden ve zihin için yapmıyor musunuz? Bu bir oyunlaştırma etkinliği değil mi?
O zaman kendinizi, zihninizi ve psikolojisini bu hikayenin kahramanı yapacakken neden mağduru yapıyorsunuz?
Kendinize başarılabilir, küçük adımlar koyup o adıma gidecek bir trend takibi yaparsanız, başlıkta yazdığım cümle yerine şu cümleyi duymaya başlıyorum:
"Her şey çok güzeldi. Kendimi iyi hissettim. İlk yarışım olduğu için yüzerken tecrübe çıkardım. Bir sonraki yarışta daha iyi çalışıp, daha iyisini yaparım"
Comments