Geçen yıl Antalya Gloria’da düzenlenen Half Ironman Yarışına hazırlanarak Triatlon yapmaya başlamıştım. Bu sene de İznik Triatlonu ile kendi triatlon sezonumun ilk yarışına katıldım. Bu yarış sprint mesafelerdeydi. Yani 750 metre yüzme, 20 km bisiklet ve 5 km koşu.
Yarışın enteresan bir hikayesi oldu. Çünkü yarıştan bir gün önce ülkemiz adına kötü günler geçirdik. Moral ve istek sıfırlandı. Yarışa gidip gidememe durumu bir geldi bir gitti. Nihayetinde işler yoluna girdi ve yarış kayıtlarının ertesi güne esnetilmesiyle yarışa katılabildim. Öncelikle yüzme antrenörlüğünü yaptığım ama aynı zamanda takım arkadaşım olan Coraline ve Yasin’e çok teşekkür ederim. Bana yarış öncesinde oldukça destekte bulundular. Onlar olmasaydı büyük ihtimalle katılamazdım. Bu olumsuz hava içerisinde katıldığım yarışmada, yüzme parkurunu fena yüzmedim. Ön sıralarda sudan çıktım. Sıra bisiklete geldiğinde antrenman eksikliği ortaya çıktı ve tempom oldukça düştü. Ama böyle olacağını biliyordum. Amacım antrenman yapmak olduğu için moral bozmadan devam ettim. Sonra bisikletten koşuya başlangıçta sıcak çok fazla rahatsız etmeye başladı. Ama güzel bir şekilde, beklediğim süreden de daha iyi olacak şekilde yarışı tamamladım. Triatlon Federasyonu’nun düzenlediği bir etkinliğe ilk defa katıldım. Her şey bence çok güzeldi. Güzel bir ortam yaratılmıştı. İznik’e de ilk defa görme şansı yakaladım. Göl kenarında, oldukça eski bir tarihe sahip, enteresan bir şehir olduğunu düşünüyorum. Roma İmparatorluğu eserleri, Osmanlı eserleri ve günümüzde oluşmuş yapılarla çok farklı bir hava sunuyor. Dönerken yolda yediğim şeftaliler de hayatımda yediğim en iyilerinden bir tanesiydi. Artık önümüzdeki Pazar Boğaz Yarışı’nda kulaç atacağım. Sonra da İstanbul Triatlonu beni bekler…
Comments