Zeytinliboğaz Permakültür Çiftliği Bilecik’te bulunuyor. İstanbul’a yaklaşık 220 Km’lik bir mesafede, iki buçuk üç saatte ulaşılıyor.
Çiftliğin bulunduğu vadi, dört bir yandan yeşillin tonlarıyla dolu ve toprağın bereketi, havası, ortamdaki huzuru daha ilk dakikada bana coşku verdi. 2017’de Şile’deki Tohum Takas Festivali’nde, çiftliğin sahibi Selçuk abi ile tanışmıştık. Ondan sonra da sipariş listesine dahil olup, her hafta alışveriş yapmaya başladık. Tabii, bu al gülüm ver gülüm tarzında bir alışveriş değildi. İşin güzel yanı da bu zaten. Selçuk abi, her hafta sipariş listesinde geçen hafta çiftlikte gerçekleşen olayları, planlarını, tecrübelerini, tatlı ve acı birçok noktayı bizlerle paylaşıyor, siparişi getirdiğinde ayaküstü ama pekte kısa olmayan sohbetler ediyorduk. Yavaş yavaş ilişkimiz gelişti. Bizlere alışagelmiş bakış açıları ile gıda maddeleri hep bir tüketim ürünü gibi gösterilir. İşte aldığımız bu gıda ürünleri bizler için bir tüketim malzemesi değil, bir paylaşım aracı, ardında sarfedilmiş onca emek, uzun bir süreç, aynı zamanda da yaşamamız için canı içinde barındırıyordu. Bunu da Selçuk abi nakış gibi anlatıyordu... İşte bu çiftliği çok merak ediyorduk, hayatımızın önemli bir parçası olan mutfağımıza giren ürünleri, onların üretilme süreçlerini çok merak ediyorduk. Selçuk abi ile çiftlikte bir gün geçirmek çok keyifli bir fikirdi. Çiftliğin konaklama bölümü devreye alınınca da ziyarette bulunduk. Akşam yemeği hazırlandı güzel bir yemek yedik. Bahçeden koparılıp, sofraya koyulan yiyeceklerin güzelliği, tazeliği iştah açıyordu. Güzel bir yemek, güzel bir sohbetin ardından uyuduk. Çiftlik, benim için bir hayvanat bahçesi gibiydi. Tavuklar, köpekler, tavşanlar, ördekler, kazlar, güvercinler, solucanlar ve daha niceleri :) Tam bir köy hayatı deneyimi yaşadık. Soba ile ısınan, ağaç evde kaldık ve oldukça temel düzeyde yapılmıştı. Ama tertemizdi. Tuvaletler dışarıda ama modern. Isınma ve su sorunu hiç yaşamadık. Çiftlik çok büyük bir alana dağılmış bir araziye sahip. Selçuk abi yaptığımız bir çiftlik turunda bilgi bombardımanına tutulduğum için hiç bir şey hatırlamıyorum ama o kadar çok bitki, ot, meyve, sebze çeşitliliği varki anlatamam. Her yerde bir ot var. Koparıp koparıp yedik. Selçuk abi’de sıkılmadan her birini bizlerle paylaştı. Bilseydim, yanımda kağıt kalemle giderdim ki, bir dahaki sefere kesin öyle yapacağım. Geriye kalanı ve dahasını videoda bulabilirsiniz.
Comments